10. KÖY
10. KÖY
Ucuz zevklerimiz vardı bizim.
Şu emanet ömürde yaşlanmak;
Dost elinden taşlanmak,
Bazı bazı düşlenmek gibi.
Fazlası değil inan ki…
Omzumuza binen her yük,
Ayağımızı yere daha sağlam bastırdığı için bir şükür sebebiydi.
Ne zaman ki garba sırt çevirdik, güneş karşıladı bizi.
Sabah güneşi, altın suyunda yıkadı sakallarımızı.
Batarken de en güzel geceliğini giydi, kırmızı…
Ufuk çizgisine astigmat bakışlar attık yıllar boyu.
Kırık olan kalpti, görüntü değil.
Belki de bu yüzden geriye bakmadık hiç.
Bizim olmayan sabahlara uyandık,
Farklı dilde günaydınlar duyduk.
Gök-ten-gri-iz-le-di-bi-zi.
Bulutlar ağladı sonra…
Ama biz hiç yalan söylemedik sana;
Kitabına uydurmadık, uyduk vesselam.
Belki en çok dürüstlüğümüzü sevdin bu yüzden…
Ama onuncu köye mi gideceğiz şimdi ?
Yorulur insan, omuzda yük, sırtta ter.
Offf…
Kırılır kalem, bir şiirde böyle biter!
Beytullah BALCI / 02.03.2014 / Iğdır