Ay Karanlık (Kısa Hikaye)

Islak bir akşamüstüydü…
Söz verdikleri gibi sıradan ama gözlerden uzak bir kıyı kahvesinin hemen önünde,
kahvenin ışıklarıyla hafiften aydınlanan bir sahilde buluşacaklardı.
Rüzgar hafiften içe işliyordu.
Sonbaharın ilk serin günleri olduğu için, muhtemelen fazla geçmeden üşür ve ayrılırlardı.
Zaten çok konuşmayı sevmeyen iki benzer tiptiler.
O evden kaçarak gelecekti, çocuğunsa ailesi yoktu.
Aylardır bu masum kaçamak devam ediyordu.
Bazen sadece bakışıp ayrıldıkları bile oluyordu.
Bu onlar için yeterdi…
O karanlıktan korkardı ve ne zaman ay çıkmasa geç kalırdı.
Bu yüzden bazı geceler sahil boyunda, o geç kalınca yerde bir ışık görünürdü.
Bu onların parolasıydı.
Belli ki o yine korkmuş, çocuğun karanlıktan koşarak kendisine gelmesini istiyordu.
O gece de öyle oldu…
Hareketli el feneri bir an duraksadı ve yere bırakıldı.
Çocuk büyük bir heyecanla koşarken nefesi hızlanıyordu.
Sever adımlarla yanaştı ışığa yine,             ve durdu…
Yere bırakılmış bir el feneri vardı, en sevdiği oyuncağı ise hemen yanındaydı.
Evden asla çıkarmazdı.
Çocuk anladı;
Onun bir kalbi olamazdı…

 

 

Kısa Hikaye
Beytullah Balcı
26.9.18 / 00.17 / Mudanya

Şarkı
Nazan Öncel
Gitme Kal Bu Şehirde / 1992

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir